Karşı masada jüri.. Yarışmacılar esnaf, memur, işçi, taşeron. TÜİK bu kez kaçamıyor, nede olsa programın sunucusu. İlk önce sahneye işçi geliyor, Al sana asgari ücret, 100 TL zam. Tabi maaşı 800 ila 900 TL arasındaysa, Niye? Canım dengeler sarsılmayacak! Hele tü kaka CHP,  O kadar verecek işçiye zulüm mü etmek istiyor. Verilmez kardeşim! Sırada memur var, Hıhh! Gene yırtık ceketinle…

Yüce Allahım, Her gün seçim olsun! Asgari ücret arttıkça artsın. 1400, 1500, 1800, 5000 TL Ver Allahım ver! Atölye de çalışan nişanlı Sema, olursa bu yıl düğünü belki iki ay öne alacak. Metrobüsün önünde bekleyen Hasan karısına söz verdiği bileziğin tamam parasını hayal ediyor. Manav Ahmet iki aydır komşu Fatma teyzeden borcunun sileceğini düşünüyor. Kasap, bakkal (hani kalmadı ya) olur…

Aslında 1 Mayıs’ı yazacaktım, Ama Gezi olayları ile ilgili olarak 26 sanıklı davada beraat kararı çıkınca, Ahmet Sert adlı okurun 23 Nisan tarihli ‘Bahane Şahane’ başlıklı yazıma yazdığı o eleştirisini arşivden çıkarıp bir kez daha dikkatle okuma gereği hissettim. Haklı dik duruşumuzun göstergesi olarak bugün ortaya koymak istedim. Bol imla hatalı aslında ne demek istediği pek anlaşılmayan, ne var ki…

Bağ’a, tarlaya, Sermayeye değil emeğe, Tüketime değil üretime, Kavgaya değil çalışmaya, Çalana değil ekene, dikene Güçlüğe değil ihtiyacı olana, Varlıklıya değil, alması gerekene, Hep kendine yontama değil, mazluma, Uçağa değil biraz da traktöre, Lüks makam aracına değil, tarlaya, Yazın kurak tarlaya değil harman yerine Bavullar içindeki paraya değil kundaktaki bebeye, Ali amcaya, Zeynep teyzeye, Anadoluya, İşçiye, memura, esnafa, tüccara,  Bu…

Bir çay, Bir simit.. Bir Ramazan Bayramı, Bir Kurban. Bir 27 TL zam, Bir çift ikramiye. Bir refah payı, Bir milli gelirden sana düşen küçük bir lokma.. Kaynağı düşünme, Geleceği düşün! Bu devletin dağı, taşı, çöpü özelleştirme adı altında satılıp heba edildi, Şimdi daha iyi yaparım diyene soruyorlar! Nasıl? 14 milyon emekli var! İyi düşünmeli, İyi anlamalı, Dürüstlük mü? Kanunsuzluk…

Prens Charles’ın saçları bir beyazlamış ki sormayın, Hele anıta bir çelenk bırakışı var ki! Bizim kapıcı ondan daha güzel bırakır. Sanki çöp konteynırına poşeti atıyor. Yanında oturan AB Bakanı Başmüzakereci Bozkır. Bilmem kaç ülkeden davetli var. Kodamanlar ne ki gelmemiş, Stratejik derinlik, güçlü devlet diye ben buna derim! 100. yıl kutlamalarında seni kimse tınmamış! Ve sen 18 Mart için (Çanakkale…