Ali, Veli, Mustafa, Ahmet Adam yıllar önce taşı toprağı altın diye geldi İstanbul’a. O zamanlar AVM dediği teee! niresiydi. Çevirdi taşı toprağı bir çırpıda. Nasıl olsa bişiyyy olmaz zihniyeti, daha sonra şehircilik, yerleşke, barınma belasıyla şimdi kaşınan İstanbul’un bu hale geleceğini anlayamadı. Gittikçe büyüdü, Gecekondu, gündüz kondu, akşam yaptı her neyse, Köprünün altından çok ama çok sular aktı. Bi baktık…

Gözünü sevdiğim İstanbul, İkindi sonrası sanki Bodrum’laşıyor. KARAKÖY İskelesi, Vapur tetikte, püfür püfür. Yaz geldi, insanlar cıvıl cıvıl. Mutlu olmasa da, Martılara simit atmak modasına devam. Son anons iskeleden, Birden sakinlik yerini koşurturmaya bırakıyor. Turist akımı, Başak tarlası gibi bir o yana, bir bu yana. Sahile doğru yürümek geliyor içimden. İşte Haliç, Ötede Galata Kulesi, Gülhane. Aşıkların buluşma noktası Sarayburnu,…

Otobüsün içerisinde aksırıyor adam, Ağzı tutmak yok, Kuvvetlice öksürüyor, Yine öyle. Karşıdan karşıya geçerken arıyor, Yine özür yok. Yüksek sesle konuşuyor örneğin, Sanki karşısındaki kişi kilometrelerce uzakta, Sanki sağır var karşısında oysa değil,  Oysa bir toplum kavramını üretemedik henüz, Sorgulayamadık kendimizi, Hareketlerimizi dizginleyemiyoruz. Özür kavramını zaten çoktan nutuk, Kırdığımız, üzdüğümüz inan bize sanki ne acıdır ki, mutluk veriyor. Ah canına…

Türk Milleti olarak ne kadar okuyoruz? Ya da araştırıyoruz!  Sağımızda solumuzda duran kitabın sayfalarını açıyor muyuz?  Neler yanlış? Neler doğru bakıyormuyuz? Okumak dinimizin de ilk emri değil mi? Bilgi tolumu olmak, zihinlerimizi kurcalamak, sormak sadece anlatılan gerekirse haksızlığa da hukuksuzluğa da soru soran bir gücü oluşturmak! Hepsi bilinçli bir halkın göstergesi demektir! Bazen gazete bayilerinin, kitapçıların kapısından geçiyoruz, bomboş. Yazık,…

Mavi gökyüzü altında dolanmak, özgürlük şarkılarını söylemek, Galata’dan yürürken sıcak simiti ısırmak, Eminönü’nde balık etmek kokusu, Karşıda Gülhane Parkına bir selam çakmak, Püfür püfür esen sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ne kadar temiz olduğu tartışılır ama yine de İstanbul’u koklamak… Trafiğine, keşmekeşliğine, her şeyine rağmen güzel. Kaç milyon oldu sahi bu şehir? Her renk, ırk, dil, din. Hepsi var, Güzellileri de…

Atatürk sevgisi neden ölmüyor? Neden 21. Yüzyılda hala sevilen, saygı duyulan bir lider… Küba’da heykeli var, Milletler önünü ilikliyor ismini okuyunca. İşte bir 19 Mayıs’ı daha hep birlikte icra edeceğiz. Atatürk gençliğe güveniyordu, Bu ülkeyi önce çocuklara daha sonra büyüyerek genç olacak nesillere hediye etti. 19 Mayıs birkaç cümle ile geçiştirebilinecek olaymıdır? Yanmış, yıkılmış bir imparatorluktan çağdaş laik demokratik bir…