Dönüp Bakmak Lazım Hayata

Ne çok şey tadarız şu yaşamda, acısıyla, azıcık tatlısıyla. Daha çok mücadele ile geçer, hayat serüveni. Çözmek zorunda olduğumuz, bir yığın serüvenin peşinden koştururuz, durmaksızın.
*
Yaşıyor muyuz, yoksa yaşamıyor muyuz anlayamayız, kelebek ömürlü Dünya’da. Hele de hayatın belirli bir evresinden sonra, ne de hızlı akıyor hayat, bize fark ettirmeden!
*
Yaşamın sonbaharına ramak kaldığında, hayatın yazı nede çabuk geçmiş, hayatın baharını yaşamadan. Bin bir türlü hayhuy arasında, tadamamışız, tadına varamamışız yaşantının.
*
Belki de tattık yaşantıyı, ama sanki hep acılık kalmış ağzımızın tavanında. Belki de biz, sadece acılığı hatırlıyoruz, hayata nankörlük yaparak.
*
Saçlarımızda beyaz güller açmış. Gençliğin koyu rengi, beyaz güllerin arasına karışmış. O al yanaklı yüzlerin, kanı çekilmiş, bir parça daha, ak bir hal almış, aynalara baktığımızda.
*
Zihnin durulmuş, daha sakin bir havayı, teneffüs etmek istemekte. Lakin o zihin, birçok cephede sürmekte olan savaşlara, artık gözlerini, kapamayı arzular halde.
*
Azgın akan bir nehir gibi, yol alan yaşamın, artık denize ulaşıp, durulmasına özlem duyuyor yaşayan.

0 kişi beğendi

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir