Hey gidi günler hey! Öcalan’ı uçağın içinde gözü bantlı, yalvaran, neye uğradığını şaşırmış afallamış bir şekilde gördüğümüz günlerden, Şimdi diyor ki, ‘Beni çıkarın, asarım, keserim’ günlerine geldik. O da öğrendi işin raconunu. Baktı ki kurban olduğum Allah ne istediyse bu iktidar döneminde verdikçe  alıyor, Eh fazlasını istemek, özgürlük istemek suç mu? diyor kendi kendine. Dün CHP Milletvekili Kamer Genç Tunceli…

Bir Mustafa Sarıgül ismi aldı başını gidiyor. CHP için İBB adayı olacak deniyor. CHP için İBB’ye aday olmak isteyen ama bugüne kadar baltaya sap olamamış isimlerde var. Konu İstanbul olunca, Karşılıklı atışmalar devam ediyor. Birde anlamadığım Sarıgül anketlerde yüzde yetmiş beş alırken, CHP Genel Başkanı hala neden açıklamaz. Özür dilmesini mi bekliyor. Konuşurken tüm siyasetçiler partilerine toz kondurmazlar ama, İş…

Ne yani? Bu ülkede hiçbir birey, karşıt görüşte olamaz mı? Hiçbir birey istemediği siyasetçiyi, siyaseti  eleştiremez mi? Nedir bu rezillik? Demokrasinin özü nedir o zaman? Meclisteki sandalye sayısı mı? Halk arkamızda deniyor, Aradan beş yıl geçmiş ne biliyorsun, Yığma kalabalıklar  zoraki toplanan insanlar bize destek var anlamını mı taşıyor, Düşünmeli iktidardakiler, Bir yerde yanlış yaptıklarını anlamalılar? Hiç ama dışarıda olup…

Çıksın bir babayiğit Başbakanı sert bir şekilde eleştirsin bakalım, Yazsın bakalım gezi parkını bir yazar, Hükümetin kaşının gözünün üstünde kaşı var desin bakalım, O zaman basının hür olup olmadığını anlayacaksınız.. CHP’nin raporuna göre biz basın özgürlüğü noktasında Kamboçya’dan bile gerideyiz. Çünkü sürekli iktidarı, zirvedekini pohpohlamak zorunda basın. O zaman şeffaf oluyor, özgür oluyor. Başbakan Yardımcısı diyor ki, ‘Cezaevinde olanlar yazı…

Bakınız terör örgütü her gün artistik yapıyor, Kandil ve Kuzey Iraktaki uzantıları ise şov. Suriye’de PKK’nın yandaşı bayrağı çekti, Başbakanın derdi ne? Gezi parkı… Demek ki çekilme amacına ulaşıyor. Çekilirken gözümüzün içine baka baka hakaretler yağdırıyor, Hükümet başardık diye yutturadursun, Eşkıya kırın ortasında çekmiş tüfeği göz dağı veriyor Adını ne koydular …Çekilme. Anlı sanlı, taraflı, yandaş medya da bunu servis…

İstanbul’da çekilmeyen çok şey var ama şu trafik çilesi insanı iyice dellendiriyor. Malum Ramazan ayındayız. Akşam saatleri gerçekten çekilmez oluyor. İnsanlar bilmiyorum özellikle mi bu saatlere kalıyor ama, Vapur, metrobüs, otobüs hıncahınç dolu, ilerledikleri yollarda öyle. İşin kötüsü insan direksiyon başında adeta sinir krizi geçiriyor. Şu hoşgörüsüz ve anlayışsız yolcu tipleri var ya, onlar insanı daha çok verem ediyor. Küçük…