Ne yazalım?

Aslında hikaye belliydi,
Buradan çıkış olmayacağı belliydi.
Karar zaten çoktan verilmişti.
Sonunda okudular.
Aradan beş yada altı yıl geçti.
Komutanlar, aydınlar, yazarlar, vatanseverler dudak uçuklatan cezaları aldılar.
Bir şey laf olsun diye yazılmaz, söylenmez.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir
Ancak herkesin vicdanı kanarsa hukuk devletinin sonu ne olur?
Hep söylerler, bir gün bu kararı verenlere de hukuk lazım olur diye…
O zaman bu sefer söylenende söyletende hep aynı şeyleri takip eder.
Kuşkusuz ben karar açıklanırken sanıklardan çok,
Ailelerini düşündüm sanıkların.
Aklıma ilk gelen Nazlıcan Özkan oldu, babası Tuncay Özkan’ı görmek için geldiği Silivri’de içeri alınmamış.
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı İzmir Milletvekili Mustafa Balbay için hüküm okunurken eşi ağlamış.
İnsanın bir an her şeyi silip atası geliyor içinden,
Kendimi onların yerine koyuyorum.
Hukuktan az çok anlayanların elbette bu cezaları tasvip etmeleri doğru değil,
İnançları şu ki bu cezalar elbette bu haliyle uygulanacak değil,
Belki daha erken çıkacaklar.
Ortada yıkılmış, parçalanmış hayaller kalacak.
Bu ülkede hiç kimse ama hiç kimse hukukun üstünlüğüne gölge düşürmez,
Ya da hukukun ilkesinde sıyrılamaz.
Ama tuz kokmaya başlarsa işte o zaman yara kanar, derinleşir ve tedavi edilemez.
Biliyorum yandaş, Candaş, yalaka medya bu kararları zafer nidalarıyla demokrasi demokrasi diye diye çığırarak sayfalarından süsleyerek verecekler,
Ama hiçbir zaman hukukun doğru bir karar verip vermediğini tartışmayacaklar.
Çünkü onlar bardağın boş tarafından bakacaklar.
Geçmiş olsun diyelim öyleyse hepimize…

 

0 kişi beğendi

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir