İşte öyle bir şey…

Saman ithal eden ülke,
Ağlayan çiftçi,
Bu ülkede, bu şehirde,
Ters giden bir şeyler var,
Memnunum diyen beri gelsin,
Ya da her tarafı yol olmuş, gelişiyorum diyen şehir,
Sabah kahvaltısında bir bölü iki duble asfaltlanmış yol keyfi,
Hadi onu da bırakalım bir kenara,
Bahçelerini betonlara bırakmış bir şehir.
Mazot parası bulamayan çiftçi,
Siz barajları, okulları açıyoruz diye durun,
Millet kooperatifin kapısına muhtaç olmuş,
El açıyor!
Canım bunların hepsi masal mı anlatıyoruz diye ifade edilir de,
Bir kuruşun hesabını yapan milletin damağından bir gram dahi et girmemiştir.
Sofraların tabağın çanağın içinden çat çat! diye sesler yükseliyor,
Her kapıda bir araba,
Ama o arabayı almak için bozdurulmuş onca bilezik,
Refah toplumuz ya,
On tüp parası veresiye,
Peynirin kilosu o biçim,
Zeytin zaten sizlere ömür,
Esnaf aydan aya memuru bekliyor,
Memur yüzde ikibuçuk zammı!
Hadi muhalif olmayalım da,
Bu kadar çatlak ses, yol yapıldığı için mi?
Birbirini sıkı sıkı sarılacağına millet barut fıçısı gibi,
Bir tek o gidiyor demekle de bir şey olmuyor hani,
Suratlar asık,
Traktörün deposu boş,
Çağ atladık atlamasına da,
Gümüşhane gelişti de,
‘Yazmayın ha’ dediğiniz zaman kabaran yüzler
Demokrasi bu ya,
Toplatırım ne var ne yoksa,
Kimseden üstün olmaz,
Kimse daha iyisini bilemez
Hoşgörü, sevgi, saygı, 
Çoktan size ömür,
Aşık Kul Nuri’nin dediği gibi,
‘Dünya gittikçe o kadar kirleniyor ki’

0 kişi beğendi

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir