Güzel bir dünya dilemek hepimizin hakkı değil mi?

Bazen gökyüzüne doğru kaldırıyorum başımı..
Masmavi gökyüzü,

Bazen kırıldığını görüyorum,
Bazen gözyaşı döküyor..Aydınlık geleceği kirletiyor insan.

Dünyanın hangi köşesinde durursanız durun,
Kan, gözyaşı, nefret,
Sokakta üşümüş çocukları görürsünüz ağlarken..
Sözde barış elçilerinin nasıl sırıttığını görürüsünüz,
Dünya onlara kaldı çünkü..

Mutlu bir dünya dilemek istiyorum,
Ama nasıl,
Nasıl başaracağız saygıyı, sevgiyi,
Özgürlüğü nasıl yaşayacağız,

Sınır neresi?
Ölümlerin, öldürmek için tetiği çekenlerin amacı ne?
Bu kin, nefret hoşgörüsüzlük bu başıboşluk nereye doğru?

Saygısızlığın zembereği boşalmış mübarek!
Etrafımda yığınla kirlenmiş duygular,
Kokular geliyor doğruluk sözcüğünün üstünden,
Mutlu bir dünya için ha bugün ha yarın diye avutuyorum kendimi,
Ne çare kötülük duvarı üzerimize üzerimize doğru iteleniyor.

Bütün herkes kendince haklı,
Bütün herkesin hiç hatası yok,
Durup dururken mi çıkıyor bu acımasızlığın ateşi,
Yoksa yerden mi bitiyor ayrılık tohumları,
Sebepsiz mi uçuyor aramızdan sevgi tomurcukları,
Ve sen başını gökyüzüne kaldırdığında bir daha göremeyiz diye korkmuyor musun mavi güneşli günleri..

Ne güzel söylemiş büyük şair Nazım Hikmet,

‘Güzel günler göreceğiz çocuklar,
Motorları maviliklere süreceğiz,
Güzel günler göreceği çocuklar,
Çocuklar inanının inanın çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz’

Peki, şairin dediğine inanası geliyor insanın,

Ama nasıl?

Ne zaman, ne kadar?..

 

0 kişi beğendi

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir