Saddam lağım kapağının arasından çıkartılırken, Kaddafi arabanın içinde linç edilirken, Tunus, Libya, Yemen yanarken, Batılılar sesini çıkarmıyordu, Neden? Kendi diktatörlerini ilerde kullanmak için yarattıklarını biliyorlardı da ondan. Irak, İran’la tam on yıl savaştı. Silahı ABD verdi, O zaman kimyasal yoktu belki ama neticede ABD bugünleri o günlerden kurguladı. Arap baharı, Turuncu devrim, demokratikleşme, Mursi, Esad. Ne oluyor? Ortada kocaman bir…

Peki niçin? Tamam, Suriye’de bir vahşet var, insanlık ayıbı var, zulüm var. Eset ya da Esad bir diktatör de diyelim, Ya Batı, Çok mu demokrat… Kimyasal silah kullanmak suçtur, Amerika Suriye’de bir parça lokma bulacağını bilse durur mu? Ya biz, bize ne oluyor? Irak’ı ne çabuk unuttuk, Barış gelecekti hani, felaket oldu. Saddam idam edildi, Irak düzeldi mi,? Hayır! empeyalist…

Geldi, geliyor, gelecek derken baktık geldi. Memur, Amir, Kaymakam, Emniyet teyakkuzda Hazır kıta… Pankartlar o biçim. Önce Trabzon’daydı. Kulübü icraatlarıyla değil de, siyasi söylemleriyle yönetmeye çalışan başkan Hacıosmanoğlu’da arkasındaydı. Başbakan Trabzon’a, babaocağı Rize’ye gelirde konu çay, fındık olur mu? Elbette olmaz, Valiyi, bakanı ayağına çağırıp fırça atan sayın Başbakan Mısır, Suriye dururken, fındığı, çayı anlatıp ta ne yapsın. Zavallı Karadenizli,…

Olamaz, İnsanlık adına gerçekten utanç verici.. Kirli petrol savaşı Ortadoğu’da bir trajediyi beraberinde getiriyor. Sadece Esad mı suçlu, sadece Sisi mi haksız, sadece Mısır mı bu kavganın dahili.. Tartışmak gerek. Hatanın hepsi herkesin.. Çocukları gördüm, yere uzanmışlar, Bu kirli savaşın günahsız çiçekleri… Kimi bir, kimi beş, kimi on yaşında, Yaşama tutunmak isteyenlerin görüntüleri korkunç. Katliam görüntüleri geliyor Suriye’den, Yıllar önce…

Biliyorsunuz YAŞ’ta önceleri Başbakan ile Genelkurmay Başkanı yan yana otururdu, Sonra YAŞ’ın huyu değiştirildi, Başbakan yalnız başına kaldı, Dediler ki; ‘Aha da sivil otorite!’ Sonra dizayn faslı başladı, Ne ki, inançlı, oruç tutan, YAŞ’ta su içmeyen grup oturdu parıldayan yıldızlarıyla… Sonra bir bir haberler yayınlandı, haberler yayınlanmaya devam ediyordu. YAŞ’a baktığımızda, Teamüllerin tümü rafa kalkmıştı, Hayret verici atamalar öne çıkmıştı,…

Bakınız, Dolar nerelerde? Oysa Drogba’nın, saha içindeki röveşatası gündemin başucunda, Ya Euro? O da Rasim Ozan Kütahyalı’nın, ‘Arda Fenerbahçe’ye gelirse anırırım’ sözüne kurban gitti.. Üslup işte, gazetecilik örneği… Yani ekonomideki ziller çıkı çıkı yapınca, Bakan Bağış çareyi olimpiyatları vermezlerse ağza alınmayacak sözlerle ifade ederek düzelteceğini sanıyor. Fenerbahçe’ye CAS’tan (UEFA Ceza Mahkemesi) ceza gelirse, memurun maaş oranı ne olur acaba? Ya…