Liberal dostlar kızacak biliyorum ama sık sık Özal’lı yıllardan bu sayfalarda örnekler veririm.
Merhum, özellikle cafcaflı ABD gezilerinin o zaman çok da yandaş olmayan yazarları gözünden biraz ballandıra ballandıra anlatılmasından hoşlanırdı.
Ne ki baba Bush onu Whıte House’de ağırlasa da yanılmıyorsam Dallas havalimanında zenci bir albayın merasimde karşılaması hafızalara kazınmıştı.
Öyle ya mıster presıdent nasıl olurda ABD’ye gider ve başkan baba Bush tarafından karşılanmazdı.
Bizim liderlerin nedense ABD tezleri çok heyecanlı olurdu.
Çağ atlıyorduk hatırlamıyormusunuz?
Oysa herkes bilirdi ki emperyalist ABD, kim dediğini yaparsa onu desteklerdi.
Tıpkı Genel Başkan sıfatını taşıyan daha vekil değilken daha köprünün altından o kadar su akmamışken Erdoğan’ın kabul gördüğü gibi.
Yesinler, içsinler gezsinler bi şey dediğimiz yok; ne ki iş koca Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı söz konusu olunca ezilip büzülmeler, ‘ay nasıl da güldü’ demeler, bak.. bak.. bak nasıl da ABD Başkanının önünde ayak ayak üstüne attı yakıştırmaları magazin haberlerini aratmasındı..
Malumunuz Fransa’da İslam peygamberi Hz. Muhammed’in karikatürü çizen ve alay eden bir mizah dergisi (C.H) terör saldırısına uğradı.
Birazcık deşmeli.
Nedense Batı iş kendi duvarına çarpınca aklı başına geldi, birden barış, huzur özgürlük kardeşlikten dem vurmaya başladı.
Terörü şiddetle kınıyorum,
Sadırı da kabul edilemez daha önceki yazımda belirttim.
Ne ki, Avrupa’nın bu çifte standart görüntüsünün asla kabul edilemeyecek vurgulamak isterim.
Ve son söz;
Fransa’da o saldırı sonrası bir yürüyüş düzenlendi.
Ortadoğu’da taş üsüne taş bırakmayan İsrail Devlet Başkanının görüntülerini içim sızlayarak takip ettim.
Fransa’nın ya yıllarca teröre karşı takındığı tutum.
Hepsi birer birer o milyonların önüne konulmalıydı.
Bizim sayın Başbakanımızda oradaydı.
Sayın Davutoğlu, kortejin önünde yer almak çin adeta kendisini hırpaladı.
Fransa’nın çapkın Cumhurbaşkanının hareketi ona yakışmadı, daha samimi olmalıydı.
Bizim Başbakanında illa ki şirin görünmesine de gerek yoktu.
Gitmese de olur muydu?
Biraz karışık..
Diyeceğim o ki, bizim sözde medeni Batı karşısında eğilip bükülmeye ihtiyacımız yok.
Hele Osmanlıcılık figürünü şu günlerde ağzına pelesenk eden bu iktidarın ve onu temsil eden Başbakanın Fransa’da çok daha dikkatli ve muntazam durması gerekiyordu, kırık not aldı..
Yorum Yapın